bu konu hakkında daha ilk gün (evet, birinci sınıfın ilk günü geçmişti bu konuşma) hocamız 'eğer severek gelmediyseniz, okuyamayacağınızı düşünüyorsanız bölümü birinci sınıftan bırakın başka bölümlere geçin' gibi bir konuşma yapmıştı. Aslında hocalar fikirlerini daha o zamandan bu kadar olumsuz beyan etmiş olmalarına rağmen çevreden genellikle 'hasta bakmaya başlayınca bölüm daha çok seviliyor' şeklinde duyumlar alıyorum. Henüz 3. sınıf öğrencisi olduğum için o aşamaya gelemedim fakat birinci ve ikinci sınıfta bu konu kafamı çok karıştırıyordu.

Bu bölümü okumasam ne okuyacağım, (diş hekimliğinde de sıkıntılar olsa da) başka hangi bölümde iş bulma ihtimalim bu kadar yüksek? gibi sorular soruyorum kendime. Zaten bir sağlıkçı olmayı isteyen ben için bu tür sorular bölümü bırakma isteğimi az da olsa törpülüyor. Eminim bu bölümü bırakma olayını hepimiz veya çoğumuz yaşamışızdır. 60 almayı beklediğimiz pratikten 30 alınca acaba bende bir problem mi var diye sorguladığımız çokça olmuştur.

Bu konuda genel fikrim şu: eğer bölümden nefret etmiyorsanız veya kafanızda başka bir bölüm alternatifi yoksa veya olan alternatif çok da cezbedici değilse bölümü bırakmayın. Notlar gelip geçicidir, büt'ler gelip geçicidir. Preklinikte bir asistanın size kızması, bir vizeden 20 almanız hocalar veya asistanlar için çok da önemli değildir; onlar da gelip geçicidir. bu yüzden bu ayrıntıların hayatınızı değiştirecek bir hamle olan 'bölümü bırakma'nıza vesile olmasına izin vermeyin. (diye düşünmekteyim)

EDİT: yol yakınken dönün arkadaşlar tünelin ucu bambaşka bir yere çıkıyor