on beş yıllık protezi yenilenmesin diye bu dişi çekmem, diyen hasta. çektirmem de değil çekmem, hekim oldu dişi koruyor beyefendi
"dişi iyi çek içeride falan kırılmasın ha"
emri olur başım gözüm üstüne...
Hastanın sizi esnaf olarak görmesi tedavi ücretleri konusunda sizinle pazarlık yapıp inatlaşması. Ücretlerle ben ilgilenmiyorum sekreter hanım sizi bilgilendirecek denmesine rağmen asla anlamaması.
“Dişlerimi sirke karbonat limon suyu ile fırçalıyorum bir yakınım tavsiye etti”

Dipnot: 1 sene sonra fırçalayacak diş kalmamıştır.
"bak canım ben araştırdım, florür çook zararlıymış. Ben çocuklarıma, kendime florürsüz diş macunu falan aldım. Beyin geriliği falan yapıyomuş bak sen de araştır. İlerde hastalarına söylersin. Çin'de florür üretilen fabrikaya vırt zırt olmuş" şeklinde uzayan sözler...
Bir diş hekimliği öğrencisi olarak birkaç defa maruz kaldığım söylemdir kendileri.

(bkz:florür düşmanlığı)
Hastanın köprüsü daimi simante edildikten sonra akşam hocam ben tırnağımın kenarındaki eti yerken yükseklik hissediyorum demesi. Tırnağının kenarındaki eti yeme o zaman desen olmuyor sussan olmuyor..
Hastanın mahvolmuş dişleriyle gelip "hocam benim dişlerim sarıydı sonra ben limonla karbonatı karıştırdım onu dişlerime sürdüm renkleri açıldı dişlerimin, onu günde en fazla kaç kez yapabilirim? :)))" türünde sorular yöneltmesidir.
(bkz:hiç yapma nolur)