Notice: Trying to get property 'comment_ID' of non-object in /home/disciso1/public_html/wp-includes/class-walker-comment.php on line 137

Notice: Trying to get property 'comment_ID' of non-object in /home/disciso1/public_html/wp-includes/class-wp-walker.php on line 136
Öncelikle bu entry ne kimsenin moralini bozmak için ne de kötümser davranıp karaları bağlamak için yazılmıştır.Tek amaç şu an durumun farkında olmayan kişilerin ve okul hayatı dahil birlik olamayan sadece "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" kafasında olan kişilerin de gerçekliği anlamasını sağlamaktır.

1- Kontenjanlar
Diş hekimliği fakültesinden bu sene mezun olacak kişi sayısı yaklaşık olarak 3900.
Yıllara göre bakarsak:
2021: 3900
2022: 4500
2023: 6000
2024:6500
2025: 7700
Oranlamalara dikkat edin. Ütopik dereceli artışlar var. Öyle bir şey ki geçtiğimiz sene (yani 2025 mezunları) tam 7700 kişi.Buna karşılık 16000 tıp kontenjanı açılmış. Düşünün tıp gibi 40 ana bilim dalından oluşan bir fakülteye 16000 kontenjan verilirken diş hekimliği gibi daha spesifik ve özel bir alana yarısı kadar kontenjan veriliyor.

Ve işin kötü kısmına geliyorum. Şu an türkiyede 99 adet diş hekimliği fakültesi var.Bu entry'i yazdığım tarihten 6-7 ay sonra okuyacak olursanız 100'ü geçtiğimizi görmeniz bile muhtemel.
99 fakültenin 20'si henüz eğitim hayatına başlamamış.Ve er yada geç başlayacak. Hepsinin en az 60 öğrenci aldığı durumda bile 1200 kontenjan artışı kafadan geliyor.
Eski okulların hiç kontenjan arttırmadığı durumda ( ki bu da muhtemel değil her sene 10ar 20şer artıyor) senelik 10000 mezun verilecek duruma geleceğiz.

2- Atamalar
Diş hekimlerinin atamasının genel olarak azaldığına dair bir görüş var.Oysa ki atamalar aslında azalmadı. Atamaya talep arttı. Çünkü ilk başlığımızdaki kontenjan sayısı buna sebep olan yegane durum.
2017 yılından beri her sene ortalama 1000 kişilik atama açılıyor. Bu sayı bazen 1200e çıkmış.Bazen de 800lere inmiş. Ciddi bir düşüş veya ciddi bir artış olması beklenmiyor.
Genel olarak devletin belirlediği ortalama sayı bu şekilde olacak gibi duruyor.
Biliyoruz ki diş hekimliği eğitimi pahalı olduğu gibi bir diş sağlığı hastanesi kurmak da devlete oldukça masraflı olabiliyor. ADSM açılması da bu sebeple daha sınırlı oluyor ve sağlık bakanlığının yatırım platformuna baktığımızda açılan hastane sayısına göre açılan adsm sayısı oldukça az.

Ek bir not da eklemek gerekirse ezelden beri aslında diş hekimliği direkt devlete atanayım da çalışayım tarzı bir meslek olmadı. Fakat durumlar öyle bir hale geldi ki artık devlette sıkıntılı şartlarda eksik malzeme, düşük çalışma ücreti gibi durumlara rağmen atamalara olan talep arttı.

2020 4.dönem açıktan atama kurasına katılan diş hekimi sayısı yaklaşık 5000 dolaylarında. Ve sadece 200 kişi atandı!


Notice: Trying to get property 'comment_post_ID' of non-object in /home/disciso1/public_html/wp-content/themes/hypeinbeunsozluk/reklam_fonksiyonlari.php on line 66

Notice: Trying to get property 'comment_ID' of non-object in /home/disciso1/public_html/wp-includes/class-walker-comment.php on line 137

Notice: Trying to get property 'comment_ID' of non-object in /home/disciso1/public_html/wp-includes/class-wp-walker.php on line 136
Devamı..
3-Özel sektör
İşin içinde olanların daha çok anlayabileceği gibi özel sektör biraz da şans işi.
Kendi kliniğinizi açacak sermayeniz, çevreniz ve rekabetin biraz daha az olduğu bir ortamda klinik açmanız durumunda sizin için büyük bir sıkıntı var diyemeyiz.Fakat maalesef herkes bu kadar şanslı olamıyor.

Şu an 6 gün ve günde yaklaşık 10-12 saat arası çalışıp hak etmediği maaşı alan çok fazla diş hekimi var.
Bu işin " kendini geliştiren kazanır abi,demek ki bu adam çalışkan değil" tarzda bir durum olduğunu düşünmüyorum. 5 senelik zor bir fakülteyi bitiren türkiyede belli bir derece yapan öğrenci ne kadar tembel olabilir? İstisnalar dışında çoğu kişi kendini geliştirmeye çalışıyor ve bir şekilde işinde en iyi olmak istiyor.

Özel sektördeki doluluk oranı da gittikçe artmaya devam ediyor.Şu an pandemiden kaynaklı bir illüzyon olsa da ( adsmlerde uzun bir dönem işlem yapılmadı) pandemi sonrası işler eskisi gibi olduğunda özel sektördeki hasta potansiyeli de maalesef azalacak.


4- DUS ve Doktora
Öncelikle dus ve doktoranın ikilik yaratma durumu ayrı bir başlık konusu. Bunun yarattığı haksızlıklara değinirsek uzun uzun yazarız.

Diş hekimliği normalde başlı başına bir uzmanlık alanı. Ve benim görüşüm herkesin uzmanlık yapmaması gerektiği. Çünkü multidisipliner yaklaşımın da diş hekimliğinde yıllardır kullanıldığını ve işlev gördüğünü biliyoruz. Uzmanlık dediğimiz olay hekimler atanamadığı veya özel sektörde yer bulamadığı için girdiği bir yol olmamalı!
Şu an hala dus kontenjanlarını arttırın diyenler var. Arkadaşlar sıkıntı dus kontenjanları değil. Sıkıntı gereğinden fazla mezun yetiştirilmesi ve bu sebeple de sınava giren sayısı ile kontenjan sayısının uyumsuz olması. Bugün dus kontenjanlarının abartı artışı 5 sene sonra "ama herkes uzman yine atanamıyoruz,iş bulamıyoruz" durumunu doğurur.
2020 itibariyle DUS'a giren kişi sayısı ortalama 4500-5000 civarındayken kontenjanlar 800 civarında.

Notice: Trying to get property 'comment_ID' of non-object in /home/disciso1/public_html/wp-includes/class-walker-comment.php on line 137

Notice: Trying to get property 'comment_ID' of non-object in /home/disciso1/public_html/wp-includes/class-wp-walker.php on line 136
devamı...
5-Özet ve Simülasyon
İnsan gücü planlama verilerine göre 2020 mezunlarını da dahil ettiğimizde şu an 37-38 bin civarında diş hekimimiz var.
İlk maddede yazdığımız kontenjan verilerini düşündüğümüzde 2025 yılına kadar 28-29 bin civarında kişi mezun olacak. Ve 2025 yılındaki hekim sayımız 65-66 bin dolaylarında olacak.
Kimse emekli olmuyor mu demeyin.Oluyor tabiki ama eskiden diş hekimliği kontenjanları çok çok az olduğundan bu sayı da malum çok az
. Ülkeden gidenler de oluyor ama yurt dışında sınavsız gidip diş hekimliği diploması(!) alanlarla oranlayınca ülkeden çıkmak zor,girmek kolay :)
Ve çok değil sadece 4 yıl sonra insan başına düşen diş hekimi nüfusu yarıya inmiş olacak. Bunun sonrasında daha da inmesi kesin gibi duruyor. Ama diyelim ki inanılmaz bir karar alındı ve diş hekimliği fakülteleri bir süre öğrenci almayacak diye bir karar çıktı.
Bu karara rağmen diş hekimi sayımız ülkedeki diş hekimine başvuru sayısı ile oranlandığında çok yüksek seviyelerde.

Simülasyonumuza bakarsak şu an atamaya katılan özel sektörden memnun olmayan kişi sayısını 5000 alırsak 28 bin fakültelerde okuyan diş hekimliği öğrencisiyle birlikte sayı 33 bin olacak. Ve 5 senede bunların 5000'i devlete atanacak,dus kontenjanlarına göre ortalama 4000 kişi de DUS kazanacak.Geriye kalan 24 bin kişiyi kaldıracak bir özel sektör var mı ?

Özetle durum bu şekilde. İnsanlar diş hekimlerine bir dolgu yapıyor 300 TL'yi cebine atıyor kafasıyla bakıyor. Bu sebeple çocuğuna diş hekimliği oku diyenleri bile duyuyoruz. Durumun gidişatına baktığımızda o 300 TL'nin yüzde kaçının hekimin cebine gireceği muamma.
Çok iyi durumda olan hekimler vardır belki,tuzu kuru olanlar da olabilir ancak bu durum tüm mesleği kötü etkileyecek.

Twitterda diş hekimliğiyle ilgili geyik yapan kişiler maalesef iş birlik olmaya gelince 1 tweet bile atmıyor. Olay tabiki tek tweetle çözülecek bir durum da değil ancak şu an hala fakültede durumun ne kadar ciddi olduğunu anlamayan birçok hekim adayı arkadaşımız bulunmakta.

Umarız ki bu dediklerimiz gerçekleşmez, daha radikal kararlar alınabilir ve kimse bu kadar zorlu bir eğitim aldıktan sonra sıkıntı çekmez. Umut var mı,yorum sizde..

Notice: Trying to get property 'comment_ID' of non-object in /home/disciso1/public_html/wp-includes/class-walker-comment.php on line 137

Notice: Trying to get property 'comment_ID' of non-object in /home/disciso1/public_html/wp-includes/class-wp-walker.php on line 136
durumun vahimliğini anlatan, bir şekilde birlik olunup bu işin çözülmesini sağlamak isteyen meslektaşına örgüt müsünüz diyenler oldukça belimiz zor doğrulur!

Gidip berbere mi anlatayım durumumuzu,gayet de bir bilinçsizlik ve baştan salmışlık var. Bunu dile getirecek olan da bu sıkıntıyı birebir yaşayan insanlar yani yukarıdaki meslektaşımın yazdığı örgüt...

Notice: Trying to get property 'comment_ID' of non-object in /home/disciso1/public_html/wp-includes/class-walker-comment.php on line 137

Notice: Trying to get property 'comment_ID' of non-object in /home/disciso1/public_html/wp-includes/class-wp-walker.php on line 136
aslında yukarıdaki her problemin temelinin kontenjana bağlı olduğunu düşünüyorum. her şehre üniversite açtıkça, her üniversiteye 100-120 kişi kontenjan koymaya çalıştıkça da bu problem devam edecek.

bunun yanında aynı kontenjan sorunu öğretmenlikte, hemşirelikte, mühendislikte vb de bulunmakta. günümüzde çoğu mühendis mezun olur olmaz iş bulamamakta ya da bir sürü öğretmen atanmayı beklemekte. bunu söyleme amacım 'tüm bölümler bu sorunu yaşıyor, sesimizi çıkarmamıza gerek yok' demek değil. tabii ki tırnaklarımızla kazıya kazıya geldiğimiz bu fakülte için savaşmalıyız fakat bu problem tüm fakültelerde varsa bu çok daha derin bir sorundur diye düşünüyorum.

toplam diş hekimliği öğrencileri olarak sayımız diğer bölümlere göre daha az olduğu için bir şekilde diğer bölümlerle birlik olup sesimizi duyurmamız gerekiyor. devlet her yıl x kadar istihdam sağlayabiliyorsa biz neden her yıl 10x kadar mezun veriyoruz? tarihten random isim seçip o isim adına üniversite açma çabamız niye mesela? veya neden 30 kişilik prekliniği varken 120 kişilik kontenjan ayırıyoruz bazı okullara? sosyal olarak öğrencilerin gelişmeyeceği şehirlere neden üniversite yapıyoruz?

bence bu eğitim kalitesini artırmak değil, eğitimi katletmektir.

bunun yanında çok da karamsarlığa kapılmamak gerektiğini düşünüyorum. yani bir çok fakülteye göre iyi konumdayız. çalışıp bir yerlere gelme imkanımız var. bence elimizdeki şartları iyileştirmek için çabalamalıyız ama bu bizi psikolojik olarak yıpratmamalı.