hasta barajları yüzünden ortaya çıkan hadisedir. iki veya daha fazla stajyerin kapışmasını izlersiniz. staj gruplarındaki insanların neden kan davalı gibi birbirinden tiksindiğini bu şekilde açıklayabiliriz. her diş hekimi fakültede en azından bir kere böyle bir şey yaşamıştır. protez, endo, perio, cerrahi gibi bölümlerde ciddi sıkıntılara yol açar.
ayrıca bugün başıma gelen hadise; kovid döneminde kabin sistemiyle çalıştığımız için kabin sayısı ünit sayısından hayli az. kabinde çalışmak da şart. endodonti stajı son haftası ve hasta sayılarımız eşit. fakat o da ne? bir kabin öğleden sonra boş. bu yazılan hastayı kim alacak? işte her şey böyle başladı. hırs, kin, rekabet eşliğinde koşa koşa okula gidildi. hastanın filmine bakıldı ve zarlar atıldı. düşeş alan hastayı alır! (ve evet ben aldım) acaba hastalar kendileri için bu kadar savaş verdiğimizi bilse kendilerini özel ve değerli hissetmezler miydi? (veya onları sadece sayı olarak gördüğümüzü düşünebilirlerdi)
bu savaşın şöyle bir versiyonunu da duymuştum; bölümlü protez hastasının iki öğrenciye de dişlerimi sana yaptırıcam diye söz vermiş. (biri protez stajından önce cerrahi stajındayken hastanın tüm ağız bakımını yaptırıyor onu protez stajı için hazırlıyor fakat hasta da ikisine de söz vermiş sana gelicem diye) protez hocalarının en güzeli, en süperi bu tartışmayı duyuyor ve gençler yapmayın hastayı biriniz alın ben size diğer hocanızdan bir hasta vericem söz, diyerek tartışmayı kapatıyor. (bkz:fakültelerin en sevilen hocaları)
işin özeti özellikle protez gibi bölümlerde tehlikeli sonuçlara yol açabilecek hadisedir. dozunda bırakmaya çalışmak lazım. hasta kapma savaşı yüzünden staj gruplarındaki insanlar birbirlerini hiç sevmez, araları da hiç düzelmez. herkes kendini ve arkadaşını kollar, şanslı olan kazanır.
ayrıca bugün başıma gelen hadise; kovid döneminde kabin sistemiyle çalıştığımız için kabin sayısı ünit sayısından hayli az. kabinde çalışmak da şart. endodonti stajı son haftası ve hasta sayılarımız eşit. fakat o da ne? bir kabin öğleden sonra boş. bu yazılan hastayı kim alacak? işte her şey böyle başladı. hırs, kin, rekabet eşliğinde koşa koşa okula gidildi. hastanın filmine bakıldı ve zarlar atıldı. düşeş alan hastayı alır! (ve evet ben aldım) acaba hastalar kendileri için bu kadar savaş verdiğimizi bilse kendilerini özel ve değerli hissetmezler miydi? (veya onları sadece sayı olarak gördüğümüzü düşünebilirlerdi)
bu savaşın şöyle bir versiyonunu da duymuştum; bölümlü protez hastasının iki öğrenciye de dişlerimi sana yaptırıcam diye söz vermiş. (biri protez stajından önce cerrahi stajındayken hastanın tüm ağız bakımını yaptırıyor onu protez stajı için hazırlıyor fakat hasta da ikisine de söz vermiş sana gelicem diye) protez hocalarının en güzeli, en süperi bu tartışmayı duyuyor ve gençler yapmayın hastayı biriniz alın ben size diğer hocanızdan bir hasta vericem söz, diyerek tartışmayı kapatıyor. (bkz:fakültelerin en sevilen hocaları)
işin özeti özellikle protez gibi bölümlerde tehlikeli sonuçlara yol açabilecek hadisedir. dozunda bırakmaya çalışmak lazım. hasta kapma savaşı yüzünden staj gruplarındaki insanlar birbirlerini hiç sevmez, araları da hiç düzelmez. herkes kendini ve arkadaşını kollar, şanslı olan kazanır.