aslında yukarıdaki her problemin temelinin kontenjana bağlı olduğunu düşünüyorum. her şehre üniversite açtıkça, her üniversiteye 100-120 kişi kontenjan koymaya çalıştıkça da bu problem devam edecek.

bunun yanında aynı kontenjan sorunu öğretmenlikte, hemşirelikte, mühendislikte vb de bulunmakta. günümüzde çoğu mühendis mezun olur olmaz iş bulamamakta ya da bir sürü öğretmen atanmayı beklemekte. bunu söyleme amacım 'tüm bölümler bu sorunu yaşıyor, sesimizi çıkarmamıza gerek yok' demek değil. tabii ki tırnaklarımızla kazıya kazıya geldiğimiz bu fakülte için savaşmalıyız fakat bu problem tüm fakültelerde varsa bu çok daha derin bir sorundur diye düşünüyorum.

toplam diş hekimliği öğrencileri olarak sayımız diğer bölümlere göre daha az olduğu için bir şekilde diğer bölümlerle birlik olup sesimizi duyurmamız gerekiyor. devlet her yıl x kadar istihdam sağlayabiliyorsa biz neden her yıl 10x kadar mezun veriyoruz? tarihten random isim seçip o isim adına üniversite açma çabamız niye mesela? veya neden 30 kişilik prekliniği varken 120 kişilik kontenjan ayırıyoruz bazı okullara? sosyal olarak öğrencilerin gelişmeyeceği şehirlere neden üniversite yapıyoruz?

bence bu eğitim kalitesini artırmak değil, eğitimi katletmektir.

bunun yanında çok da karamsarlığa kapılmamak gerektiğini düşünüyorum. yani bir çok fakülteye göre iyi konumdayız. çalışıp bir yerlere gelme imkanımız var. bence elimizdeki şartları iyileştirmek için çabalamalıyız ama bu bizi psikolojik olarak yıpratmamalı.